Üçüncü Köprü İnşaatında Ölen 3 İşçi İçin 7 Sanığa Dava.
İstanbul'da, geçen yıl 5 Nisan'da 3'üncü Boğaz Köprüsü Kuzey Marmara Otoyolu viyadük inşaatında betonlama yaparken iskele ile birlikte düşen 3 işçinin ölümüyle ilgili soruşturma tamamlandı.
Bilirkişi raporunda 7 sanıktan 5'i 'asli', 2'si 'tali' kusurlu bulundu. İstanbul Anadolu 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davada sanıklar, 'taksirle ölüme neden olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanacak.
Viyadük inşaatında meydana gelen, işçiler Lütfü Bulut, Yaşar Bulut ve Kahraman Baltaoğlu'nun ölümüyle sonuçlanan kazayla ilgili soruşturma tamamlandı. Soruşturma kapsamında iş güvenliği uzmanı Şule Sezgin, emekli baş iş müfettişi Hüseyin Arslan, inşaat mühendisi Hasan Ünal ve avukat Hüseyin Alkın'ın hazırladığı bilirkişi raporunda, söz konusu kazanın öngörülebilir ve önlenebilir nitelikte olduğu, kazanın ihmal, tedbirsizlik ve dikkatsizlik sonucu meydana geldiği belirtildi.
10 sayfalık raporda, yapımını ICA İçtaş- Astaldi ortaklığının üstlendiği köprü ve otoyol inşaatında kazanın meydana geldiği V-35 nolu viyadük inşaatını taşeron Ongun Yapı ve Tasarım Sanayi Ticaret şirketinin yürüttüğü, Ongun Yapı'nın kalıp işlerini ise Urtim İnşaat Çelik Kalıp Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden satın aldığına dikkat çekildi.
İSKELE VE YAŞAM HATTI
Kazanın, iskele yapı elemanlarının yükü taşıyabilecek yeterli nitelik ve nicelikte olmaması, iskele kurulumunun teknik gereklere uygun yapılmaması neticesinde üzerindeki yükü taşıyamayarak devrilmesi, çökmesi sonucu meydana geldiğine işaret edildi. İskelenin çökmesine karşı işçiler için emniyet kemerli yaşam hattı kurulmadığı belirtilen raporda şöyle denildi:
"İlk aşamada iskelenin, işin gerektirdiği nitelik ve nicelikte olmaması ve kurulumunun teknik gereklere uygun yapılmaması kazanın meydana gelmesinde birinci etkendir. İskele yıkılmasaydı ölüm meydana gelmeyecekti. İkinci aşamada işçilere emniyet kemeri verilmiş ve bu emniyet kemerlerinin güvenli şekilde tespit edilmiş ankraj noktalalarına veya oluşturulmuş yaşam hatlarına bağlanması sağlanmış olsaydı, iskele yıkılsa bile işçiler bu güvenlik önlemi sayesinde havada asılı kalacak ve ölüm olmayacaktı."
PROJE KOORDİNATÖRÜ ASLİ KUSURLU
Raporda asıl işveren ICA vekili proje koordinatörü Mustafa Cılız, proje hazırlık aşamasında sağlık güvenlik koordinatörü atamadığı, sağlık güvenlik planı hazırlamadığı, yaşam hattına projede yer vermediği, uygun yeterlilikte teknik personel zorunluluğunu getirmediği ve işveren olarak gerekli denetim yükümlülüğünü getirmediği gerekçesiyle asli kusurlu bulundu. Raporda, ayrıca alt işveren Ongun Yapı çalışanı Namık Kılıç, Şantiye Şefi Özgür Vatan, iş güvenliği uzmanı Gülenden Kara, Urtim yetkilisi Serdar Urfalılar da asli kusurlu, iş güvenliği uzmanı Gizem Karabiber ile Urtim çalışanı Ramazan Kurtoğlu ise tali kusurlu bulundu.
Cumhuriyet Savcısı Şerafettin Özdemir, bilirkişi raporu doğrultusunda iddianameyi hazırlayarak İstanbul Anadolu 6'ncı Ağır Ceza Mahremesi'ne sundu. Mahkemece kabul edilen iddianame doğrultusunda 5'i asli, 2'si tali kusurlu bulunan sanıklar hakkında, 'taksirle ölüme neden olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
EN ÜST SINIRDAN CEZA VERİLMELİ
Ölen işçiler Lütfü- Yaşar Bulut'un ailelerinin avukatı Ünal Demirtaş, "Dünya çapındaki projeyi alan şirketin proje koordinatörü Mustafa Cılız'ın sağlık güvenlik koordinatörü atamaması, sağlık güvenlik planı hazırlamaması, yaşam hattına projede yer vermemesi, işveren olarak gerekli denetimi yerine getirmemesi son derece düşündürücüdür. Böylesine büyük bir projede işçi sağlığının, iş güvenliğinin ikinci plana itilmesi, ülkemizdeki işçi ölümlerine sebep olmaktadır. Geçen yıl iş kazalarında 1850 işçinin hayatını kaybettiği ülkemizde böyle projelerde de iş güvenliği önlemlerinin alınmaması, işçi ölümlerini teşvik edici olmaktadır. Sorumlulara en üst sınırdan ceza verilmesi gerekir" dedi.
TÜM HABERLER